Kuyruk sokumu bölgesinde deri altında kıl birikmesi hastalığıdır. Çok seyrek olarak göbek çukuru ve parmak arasında (kuaförlerde meslek hastalığıdır) olabilir. Latincede pilonidal sinüs denir, pilonidal sinüsün tam karşılığı pilos (kıl) ve sinüs (kese) anlamına gelir. Bu anlamda bakıldığında Türkçe karşılığı hastalığı doğru tanımlamamaktadır. Aslında dönen kıl yoktur, deriyi delip deri altına giren kıl veya başka maddeler vardır.
Farklı ekollerde kist dermoid sakral, sakral kist, pilonidal kist isimleri de kullanılmaktadır.
Gerçekte “kıl dönmesi” tanımlamasının karşılığı batık denilen deri altındaki kılların deri içine büyümesidir. Kuyruk sokumunda görülen hastalık o bölgedeki kıllardan değil yukarıdan dökülen kıl, tüy, elbise tozu gibi cisimlerin deriyi delerek deri altına girmesiyle olur, bölge kıllarının dönmesiyle oluşmaz.
Kıl Dönmesi Neden Olur, Nedenleri Nelerdir?
Hastaların %99’unu oluşturan kuyruk sokumu bölgesindeki kıl dönmesinin oluşumu şöyle izah edilmektedir; Enseden dökülen kıllar, sırt ve omuzlardan dökülen tüyler dökülüp aşağı doğru düşüp kalçaların arasına sıkışır.
Kalçaların arasına sıkışan kıl yürürken kalçaların birbirine sürtünme hareketi sırasında matkap ucu gibi dönerek deriyi delip deri altında yumak oluşturur. Kılın düşüp deriyi delme süresi yaklaşık 8-10 saattir, bundan daha sık bir şekilde bölgedeki dökülmüş kıllar oradan uzaklaştırılırsa kıl dönmesi olması engellenebilir. Hastalığın nedeni kuyruk sokumundaki kıllar değil yukarıdan dökülen kıllardır.
Göbekteki kıl dönmesinin sebebi benzerdir, karın etrafındaki kılların dökülüp göbek çukurunda birikmesi ve zamanla miktarının artmasıyla oluşur.
Çok seyrek görülen parmak arasındaki ise kuaförlerin saç keserken seri makas hareketleri sırasında müşterinin kılları deriyi delip deri altına girer.
Bacaklarda, kasıklarda, erkeklerin günlük tıraş ettiği sakalın alt kısımlarındakiler batık olarak değerlendirilir ve farklı bir sorundur.
Kıl Dönmesi Belirtileri Nelerdir?
Hastaların çoğunda tesadüfen tespit edilir çünkü normal şartlarda ciddi bir belirti vermez. Bir askeri kışlada çok sayıda askerin rutin muayenesinde tespit edilen kıl dönmesi hastalarının %70 kadarının hastalığının farkında bile olmadığı gözlenmiştir. Belirti veren hastalarda şunlara rastlanır;
Kuyruk sokumunda delik, bölgede bir veya çok sayıda delik olur. Delikler iğne deliği gibi olabildiği gibi kalem girecek kadar geniş de olabilir. Her hastada mutlaka olur.
Akıntı, vücudun deri altındaki kılları eritmek için yaptığı salgıdır, mikrobik bir iltihap değildir.
Deri altında şişlik, nohut, badem veya ceviz şeklinde olabilir. Kılların birikip yumak yaptığı, sinüs denilen oluşumdur.
Ağrı, iltihaplandıysa iltihap kaynaklı olabilir, iltihaplanma yoksa sinüsün ezilmesi ağrı yapar.
Pöçte pişik, oluşan akıntı deriyi tahriş ederek pişik oluşturur.
Kalçaların arasında kötü koku, akıntı kokuya neden olabilir.
Kalçaların arasında kaşıntı, derideki tahriş ve pişik kaşıntı yapar.
Kuyruk sokumunda yanma, yine tahriş sebebiyle olur, seyrek görülür (1).
Kıl Dönmesi Nasıl ve Nerede Olur?
Oluştuğu yere göre oluşum şekli de farklıdır.
Parmak arası, tırnak yanı gibi eldekilerin neredeyse tamamı kadın kuaförlerinde görülür. Saç keserken sürekli kıllarla uğraşan parmakların tırnak kısımları ve parmak arasındaki kıllar derinin zayıf noktasından deri altına girer, bir kıl girdiğinde artık başka kılların kolayca girebileceği bir delik oluşur.
Göbekteki kıl dönmeleri daha çok göbek çukuru derin olan kilolu insanlarda görülür, göbek kısmı kılla olan erkeklerde daha sık rastlanır. Göğüsten veya karın bölgesinden dökülen kıllar göbek çukuruna dolar ve zamanla akıntıya neden olur.
Kuyruk sokumu bölgesinde görülenler tüm hastaların yaklaşık % 99 unu oluşturur, yani en sık görülen bölgedir. Kafanın arka kısmı, boynun arka kısmı, sırt ve omuzlardan zamanla dökülen kıllar kalçaların arasına sıkışır.
Kalçanın arasına sıkışan kıl kalçalar hareket ettikçe matkabın ucu gibi kendi etrafında dönme hareketi yapar. Bu hareket ile deriyi delip deri altına girer.
ikinci ama daha az bilim adamının görüşü ise şöyledir; oturulan yerden kalkarken kalçaların arasında negatif basın oluşur. Oluşan bu negatif basınç vakum etkisiyle kıl cildin altına çeker. Bu görüşü kabul eden azdır.
Eskiden inanılan bölgedeki kılların deri altına doğru büyümesi görüşü tamamen terk edilmiştir çünkü yapılan mikroskobik incelemelerde çıkan kılların bölge kılları olmadığı görülmüştür.
Kıl Dönmesi Başlangıcı Nasıl Anlaşılır?
Kalçaların arasına yüksek ışıkla çok dikkatli bakıldığında orta hatta veya orta hatta çok yakın yerleşmiş bir veya çok sayıda giriş delikleri görülür. Delikler toplu iğnenin ancak girebileceği genişliktedir.
Deri altında küçük bir şişlik fark edilebilir ama şişlik olmasa bile kıl giriş delikleri varsa kıl dönmesi teşhisi kesinleşir. Bir diğer deyimle delik olmadığı sürece teşhis şüphelidir, hastalığın olmazsa olmaz belirtisi deliktir ve hastalığın başlangıç düzeyindeki ilk belirtidir.
Şüphede kalınıyorsa kesinleştirmek için uzman doktora muayene olunmalıdır.
Akıntı olması artık başlangıç seviyesinin geçmiş olduğunun göstergesidir.
Bazen muayene ile kesin teşhis konamaz, bu durumda yüzeysel ultrason yol gösterici olabilir ancak tecrübeli bir cerrahın çok seyrek ihtiyaç duyacağı bir uygulamadır (1).
Kıl Dönmesi Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Günümüze kadar geliştirilmiş 30 dan fazla ameliyat yöntemi vardır, bunların önemli bir kısmı yaşanan çeşitli sorunlar sebebiyle terk edilmiştir, yine bir kısmı daha az da olsa istenmeyen bazı sonuçları sebebiyle eskiye kıyasla daha az yapılmaktadır.
Yaygın olarak 10 civarı klasik yöntem, 4-5 tür de çağdaş yöntem vardır.
Klasik yöntemlerin en sık yapılan primer kapatmadır ama %45-50 hastada tekrar oluştuğu için giderek daha az yapılmaktadır. Primer kapatmada sinüs genişçe sağlıklı deri ile birlikte çıkarılır açıklık direk kapatılır.
Açık bırakma tekniği az (%5 civarı) tekrarlar ancak iyileşme süresi yani tam kapanma süresi 3-6 ayı bulduğu için hastalar pek sevmez. Cerrah için dikiş, kapatma olmadığı için en kolay yöntemdir.
Flap yöntemleri, flep te denmektedir. 8-9 çeşidi vardır. Yan taraftan deri kaydırılarak sinüsün çıkarıldığı boşluk kapatılır (2).
En başarılı flep ameliyatı D flaptir. Karidakis flap de denmektedir. Karidakis ameliyatı ilk tarif eden cerrahın adıdır. Sinüsün olduğu deri D harfi gibi kesilir, orta hattı kenara kaydıracak şekilde düz olarak dikilir. Asimetrik exizyon primer sütür de denmektedir (3).
Diğer flep ameliyatlarında deri, baklava dilimi gibi, yumurta gibi değişik şekillerde kesilir.
Kesilen deri şekline ve kaydırma alanına göre romboid flap, limberg flap, W-Y flap, gluteal transpozisyon gibi isimler kullanılmaktadır.
Kıl Dönmesi Tedavisi İçin Kullanılan Yöntemler Nelerdir?
En sık yapılan yöntem çağdaş yöntemlerden en başarılısı olan mikro sinüsektomidir. Dünyada ilk defa 2009 yılında İdea Klinik doktorları tarafından geliştirilmiş, deneyerek en ideal formatı belirlenmiş ve bunlar işlemin prensipleri olarak deklare edilip yayınlanmıştır.
İşlem sonrası aynı gün sosyal yaşama veya işe dönülebilir, iz kalmaz, pansuman veya yara bakımı gerekmez, en büyük özelliği doğru yapılırsa en az tekrarlayan yöntemdir. Gerek hastalar gerekse doktorlar tarafından çok beğenildiği için giderek yaygınlaşmıştır.
Klasik yöntemlerin en başarılısı Karidakis (D flep) yöntemidir. Diğer klasik yöntemlerde olduğu gibi 12-15 gün yatmayı gerektirmez üç gün sonra işe dönülebilir, abartılı iz kalmaz, ağrısı azdır, uzun pansuman dönemi olmaz.
Lazerle Kıl Dönmesi Tedavisi
Çağdaş yöntemlerden biridir. Kıl yumağının içi ince pense benzeri aletlerle boşaltılır, küret denilen küçük kazıyıcılarla içi kazınır, kanallar varsa onlara da aynı temizlik işlemleri yapılır. Serumla yıkanır ve en sonunda sinüsün içi ve kanallar lazerle yakılır.
Mikro sinüsektomi gibi hasta açısında kolaydır, iz kalmaz, aynı gün işe dönülebilir. Lazern getirdiği ek maliyet sebebiyle daha pahalıdır.
Başarısı mikro sinüsektomiye kıyasla daha düşüktür çünkü sinüs bir bütün olarak çıkarılmadığı için içinin temizlendiğinden emin olunamaz, körleme temizlenmesi sebebiyle içerde kıllar kalırsa hastalık tekrarlar.
Kıl Dönmesi Nasıl Geçer?
Kendi haline, ilaçlarla veya benzeri uygulamalarla geçme ihtimali yoktur çünkü krem sürerek veya hap alarak deri altındaki yumağı yok etmek mümkün değildir. Hastalığı geçirmenin tek yolu deri altındaki sinüsün yok edilmesidir, hatta sadece sinüsün yok edilmesi de yetmez kılların giriş delikleri ve varsa çıkış deliğinin de yok edilmesi gerekir. Bunlar yapılmadıkça gerçek bir iyileşme sağlanmış olmaz.
Bazı güzellik merkezleri epilasyonla sorunu çözeceklerini yazarlar bu tamamen bilgisizlikten kaynaklanan ve hastanın parasını kapma zihniyetinde olan bir yaklaşımdır: Epilasyonla bölge tamamen kılsız hale getirilse bile deri altındaki sorun aynen devam eder.
Bacakta Kıl Dönmesi Olur mu?
Hayır, yapısı gereği bacaklar bu hastalığa yatkın değildir. Bacaklarda lazer epilasyon, epilady, ağda gibi uygulamalarla yapılan depilasyon işlemlerinden sonra kıllar yolunu şaşırıp deri altında büyüyebilir. Bu durumda deri arlına doğru büyüyen her noktada sivilce gibi bir durum ortaya çıkar. Bu soruna “batık” denir ve konumuz dışı bir konudur, daha da önemlisi kıllar yolunu bulup dışarı çıkınca sorun kendiliğinden düzelir yani tedavi gerektirmez.
Koltuk Altı Kıl Dönmesi Olur mu?
Hayır, koltuk altında benzer bir hastalık vardır ama oluşumu da, seyri de, tedavisi de farklıdır. Koltuk altında görülen kıllardan daha doğrusu köklerinden kaynaklanan bu hastalığa köpek memesi (hidradenitis süpürativa) denir. Kılın kökünde iltihap gelişir, tekrarlayan iltihap zamanla granülom denilen tümör gibi suruma ve sürekli devam eden akıntıya neden olur. Hidradenitis süpürativa ayrı bir başlıkta ele alınmıştır.
Peniste Kıl Dönmesi Olur mu?
Hayır peniste kıl dönmesi olmaz. Pubis ya da pubik bölge denilen etek bölgesinde bacaktaki batığa benzer kıl dibinden kaynaklanan hastalık olabilir. Bazen sürtünmeye bağlı olarak fronkülit denilen kıl kökü iltihabı da gelişebilmektedir. Genellikle jiletle kıl temizliği yapan kişilerde görülen bu durum sorun yaratmadan kendiliğinden düzelir (4).
Göbekte Kıl Dönmesi Olur mu?
Evet göbek kıl dönmesinin en sık görüldüğü ikinci bölgedir. En sık görülen ikinci bölgedir ama % 1 lik bir kısmı oluşturur yani çok seyrek görülen bir hastalıktır. Göbek çukurunun etrafındaki kıllar, göğüsteki kıllar, çevresel deri döküntüleri, elbise tozu gibi serbest kalmış cisimler göbek çukuruna dolar. Göbek çukurunun helezonik yapısı sebebiyle giderek daha derinlere ilerler. Kişi kilolu ise ve rutin göbek çukuru temizliği yapmıyorsa en altta biriken bu yabancı cisimler zamanla mikrop bulaşması sonucu deri ve deri altında iltihaba ve ilerlerse apseye neden olur (5).
Kıl Dönmesi Apsesi İçin Ne Yapmak Gerekir?
Hipokrattan beri tüm apselerin tedavisi yaklaşık aynıdır. Boşaltılabilecek kadar ilerleyen (muayenede fluktuasyon denilen bulgunun çıkması) her apse en kısa sürede boşaltılmalıdır.
Doğru yaklaşım bir cerraha muayene olup, uygun şekilde boşaltılması ve devamında antibiotik kullanılmasıdır.
Boşaltılmazsa apse giderek ilerler, cildi bir yerinden inceltir ve kendiliğinden boşalır çünkü vücut apsenin pisliğini sevmez ve uzaklaştırmak ister. Kendiliğinden boşalması beklenirse veya pişmiş soğan, lokum gibi uygulamalarla boşalması sağlanırsa yeni ve kalıcı bir delik daha oluşabilir bu sebeple apse olabildiğince erken dönemde boşaltılarak tedavi edilmelidir.
Apse ciddi ağrıya neden olur ve boşalıncaya ya da boşaltıncaya kadar giderek şiddetlenir, apse boşaltıldığı anda hasta ciddi oranda rahatlar.
Kıl Dönmesi Krem ile Geçer mi?
Asla, krem deri üstüne uygulanan ve deri altına kesinlikle geçemeyen ve deri altındaki herhangi bir hastalığı iyileştirme ihtimali olmayan bir uygulamadır. Her ne kadar bazı şarlatanlar hastalığın ismini çağrıştıran kremler kozmetik ruhsatıyla üretip, piyasaya verseler de bu para kaybı dışında hiçbir etki yapmaz. Gereksiz vakit kaybından başka bir şey değil.
Kıl Dönmesi İçin Hangi Doktora / Bölüme Gidilir?
Hastalık makata yakın olduğu için proktoloji branşına girer ancak proktoloji uzmanı Türkiye’de çok fazla olmadığı için genel cerrahi uzmanları da bu konuda birikimlidir ve genel cerrahlar da tüm tedavi yöntemlerini uygulamaktadır.
Burada hangi uzmana gitmekten çok gidilecek uzmanın hangi yöntemleri bildiği önemlidir.
Örneğin sadece limberg flap yapan bir doktora gittiğinizde hastalığınızın durumu ne olursa olsun size limberg flep yapar ama mikro sinüsektomi yöntemini ve diğer tüm yöntemleri bilen bir doktora giderseniz sizin için hastalığınızın düzeyine göre en uygun yöntemi önerir ve uygular. Böylece flep ameliyatı yaptırıp 12-15 gün evde yüzüstü yatmak yerine aynı gün işinize dönebilirsiniz.
Kıl Dönmesi Kendiliğinden Geçer mi?
Hayır doku altında yabancı cisim olduğu için kendiliğinden geçme ihtimali yoktur. Hastalar şöyle bir yanılgıya düşerler; sinüs iltihaplanır, patlayarak veya boşaltılarak tedavi edilir.
İltihap geçtiğinde hastanın hiçbir şikayet kalmaz, şikayeti kalmayan hasta hastalığının iyileştiğini göstermez. İltihabın iyileşmesi hastalığın iyileştiği göstermez.
İltihap ve apse tamamen iyileştikten, tercihen 1.5 – 2 ay sonra asıl hastalık tedavi edilmelidir.
Hastalar iyileştiği için tedaviyi erteleme eğilimine girerler, bu hatalı bir yaklaşımdır çünkü bir gün mutlaka yeniden iltihaplana olacaktır ve her iltihaplanma nöbeti hastalığı bir basamak yukarı taşır, hastalığın ilerlemesine ve tedavisinin daha zor yapılmasına neden olabilir.
Kıl Dönmesi Evde Tedavi Edilir mi?
Diş çürümesi, yağ bezesi gibi doku sorunu olduğu için evde, bitkisel ürünlerle, ilaçlarla, kremlerle iyileşme ihtimali yoktur. Bu tür uğraşılar zaman kaybına, daha da önemlisi hastalığın ilerlemesine neden olabilir.
Kıl Dönmesi Ameliyatı Sonrası Bakım Nasıl Yapılır?
Bütün cerrahi hastalıklar gibi işlem sonrası bakım önemlidir. 15 den fazla yöntem olunca tedaviden sonraki bakım da çok değişmektedir.
Çağdaş yöntemlerden en sık yapılan mikrosinüsektomi tedavisinden sonra bakım gerekmez. İlk konulan pansuman 3 gün sonra açılıp banyo yapılır. Sonrasında pansuman vs gerekmez. Diğer çağdaş yöntemlerde de yaklaşık böyledir.
Klasik ameliyatlardan kapatılarak yapılanlar, günlük ya da iki günde bir pansumana gider, pansumanlar 2 hafta kadar devam eder, yara tam kaynadığında dikişler alınır. Dikişlerin alınması 12-20 gün arasında olabilir.
Açık bırakma tekniği dikiş işlemi olmadığı için cerrah açısından kolaydır ama hasta açısından sonraki bakım dönemi en zahmetli olan yöntemdir. Sinüs ve çevresinde alınan sağlıklı doku neredeyse yumruk kadardır doğal olarak açık yaranın büyüklüğü de avuç ayası kadardır. Her ne kadar ameliyatı yapan 1-2 ayda kapanır dese de en iyi ihtimalle 5-6 ayda kapanır, genellikle daha uzun sürer.
Kıl Dönmesi Tekrarlar mı?
Tedaviden sonra en çok tekrarlayan cerrahi hastalıktır, yapılan tedavi yöntemine göre % 3 ile % 47 arasında tekrarlama ihtimali vardır.
Bilimsel verilere göre yöntemlerin tekrar etme ihtimali kabaca şöyledir;
- Mikro sinüsektomi % 3-5
- Açık bırakma % 5-6
- Flap yöntemleri % 7 civarı
- Primer kapatma % 40 – 50
Burada yöntem kadar yöntemi yapan cerrahın tecrübesi ve becerisi, sonraki dönemde korunma önlemleri de önemli etkenlerdir.
Kıl Dönmesi Tekrarı Nasıl Önlenir?
Hastalığın sebebi yukarıdan dökülen kıllar olduğu için yukarıdan dökülen kıllar, tüyle kalçaların arasından uzaklaştırılırsa tekrar olmaz.
Şunlar yaşam biçimi haline getirilmelidir;
- Her banyoda o bölgeye duş tutulmalı.
- Vücut temizliği için kullanılan lif veya benzeri şey oradan da geçirilmeli.
- Her kıyafet değişiminde iç çamaşır indirilmeli arası elle fırçalanarak temizlenmeli.
- Atlet külotun içine değil dışına sarkıtılmalı.
- Her tuvalette taharetlenirken el kalçaların üst arasından da geçirilmeli.
Tüm bunlar düşünülmeden yapılacak reflex haline getirilmelidir.
Sırt, bel, omuzlar ve o bölge çok kıllı ise lazer epilasyon yaptırılabilir ancak yukarıda yazılan hijyen kuralları lazer epilasyondan daha önemlidir.
Referanslar
1- Sebrechts, P. H. (1961). A significant diagnositic sign of pilonidal disease. Diseases of the Colon & Rectum, 4, 56-59.
2- Khatri, V. P., Espinosa, M. H., & Amin, A. K. (1994). Management of recurrent pilonidal sinus by simple VY fasciocutaneous flap. Diseases of the colon & rectum, 37(12), 1232-1235.
3- Petersen, S., Aumann, G., Kramer, A., Doll, D., Sailer, M., & Hellmich, G. (2007). Short-term results of Karydakis flap for pilonidal sinus disease. Techniques in coloproctology, 11, 235-240.
4- Fisher, C., Peters, J. L., & Witherow, R. O. N. (1976). Pilonidal sinus of the penis. The Journal of Urology, 116(6), 816-817.
5- Dixit, S. P. (1976). Pilonidal sinus of the umbilicus. Canadian Journal of surgery. Journal Canadien de Chirurgie, 19(5), 422-426.